-Bugünkü Tevrat ve İncil'den "Gelecek Peygambere" bazı işaretler:
"Rab Sina dağından geldi, halkına Seirden doğdu ve Faran dağından parladı,on binlerce kutsalıyla birlikte geldi sağ elinde halkı için alev alev yanan ateş vardı." (Tesniye,bab:33,ayet:2)
Seir, İsa Peygamberin ortaya çıktığı Filistin, Faran Mekkedir... Çünkü aynı Tevrat'in başka bir yerinde, Hz.İbrahim'in oğlu İsmail'i Faran'da bıraktığı anlatılmaktadir... (Yaratılış:21)
HZ İSMAİL SOYUNDAN
Tevrat'in bu ayetinde Hz. Musa'ya hitaben şöyle buyrulur:
"Onlar için(İsrailoğullari) kardeşleri arasından senin gibi bir peygamber çıkaracağım ve sözlerimi onun ağzına koyacağım ve ona emrettiğim her şeyi onlara söyleyecek. Benim ismim, ayetimle söylediği sözlere itaat etmeyenlerden bizzat ben intikam alacağım"
(sifr.tesniye,bab:18,ayet:18,19)
"Onların arasından" ya da "İsrailoğulları'ndan" denilmeyip, bu ayette "Kardeşleri arasından" tabirinin yer alması, Hz.İsmail soyundan gelecek bir peygambere işarettir. Bilindiği gibi İsrailoğulları Hz. İshak soyundan gelmektedir. Hz. İbrahim'in diğer oğlu Hz İsmail soyundan geldiği net olarak bilinen peygamber Hz. Muhammed(S.A.V) dir.
Tevratta anılan bu peygamberin Hz. İsa, Hz Yahya ve Hz. Yuşa olma ihtimalleri ise mümkün değildir... Zira bu peygamberler İsrailoğullarındandır.
ALEMİN REİSİ
İncil'den;
"Mesih şöyle dedi: Artık ben sizinle çok söyleşmem. Çünkü bu alemin reisi geliyor...Bende asla onun nesnesi yoktur..." Yuhanna İncili bab:14 ayet 30
FARAKLİT
"Eğer beni seviyorsaniz emirlerimi tutarsınız. Ben Rabbe yalvaracağım ve o size başka bir tesellici, hakikat ruhunu verecektir; ta ki daima sizinle beraber olsun..." Yuhanna bab:14 ayet:15-16:
"Ben size hakkı söylüyorum. Benim gitmem sizin için hayırlıdır. Çünkü ben gitmezsem Faraklit size gelmez..." yuhanna bab:16 ayet:7:
"Faraklit geldiğinde bütün alemi hataları sebebiyle kınar ve onları terbiye eder..." yuhanna bab:16 ayet:8
"Faraklit geldiğinde benim için şahitlik edecektir ve siz de bana şahitlik edersiniz..." yuhanna bab:15 ayet:26-27
(Hz Muhammed Hz İsa'nın Allah'ın bir peygamberi olduğuna şahitlik etmiştir.)
"Faraklit geldiğinde cümle alemin hatalarını kınar" (Yuhanna Bab 16, Ayet 8)
""Bununla beraber ben size hakikati söylüyorum; benim gitmem sizin için hayırlıdır, çünkü, gitmezsem, Tesellici size gelmez; fakat gidersem, onu size gönderirim. Ve o geldiği zaman, günah için, salâh için, ve hüküm için dünyayı ilzam edecektir. Günah için; çünkü bana iman etmezler. Salah için; çünkü Babama gidiyorum, ve artık beni göremezsiniz. Ve hüküm için; çünkü bu dünyanın reisinde hükmedilmiştir. Size söyleyecek daha çok şeylerim var; fakat şimdi dayanamazsınız. Fakat o, hakikat Ruhu, gelince, size her hakikate yol gösterecek; zira kendiliğinden söylemeyecektir; fakat her ne işitirse söyleyecek; ve gelecek şeyleri size bildirecektir."(Yuhanna, 16/7-13 Yukarıdaki tercümeden farklı olarak Faraklit yerine Tesellici ve Hakikat Ruhu tanımlamaları kullanılmış).
"HER NE İŞİTİRSE SÖYLECEK.."
Burada "Her ne işitirse söyleyecek" tabiri vahyin iniş şeklinden de haber veriyor gibidir. Zira, Hz. Muhammed (S.A.V), gelen vahyi(Ayetleri) Cebrail (A.S) tarafından işittiği gibi Vahiy Katiplerine yazdırıyordu. Kuran-ı Kerim 23 senede bu şekilde parça parça gelmiştir. İsa Peygambere(A.S) Cebrail (A.S) tarafından getirilen İncil Zeytin dağında birden bütünüyle kalbine indirilmişti. Musa Peygambere(A.S) ise Tevrat, Sina dağında büyük levhalara yazılı halde gelmişti. Dolayısıyla Yukarıdaki İncil ayetinde "kendiliğinden söylemeyecektir; fakat her ne işitirse söyleyecek; ve gelecek şeyleri size bildirecektir" denilmesi vahyin şeklini haber vermesi yönüyle dikkat çekicidir.
Paraklitos mu yoksa Periklitos mu.. 'Niyaz Olunur' mu 'Övülmeye Layık' mı?
İncil mütercimlerinin isimleri de hemen önceki(Yuhanna 16/7-13) örnekte görüldüğü gibi zaman zaman farklı mana ve şekillerde tercüme ettikleri anlaşılıyor. Bir yerde Faraklit olarak geçen diğer yerde Tesellici ya da Hakikat Ruhu şeklini alabiliyor. Kilise çevreleri Faraklit kelimesinin Yunanca Paraklitos'tan tercüme edildiğini öne sürüyor. Yunanca karşılığı esasen 'Niyaz Olunmuş' veya 'Niyaz Olunur' demektir. 'Yardımcı' anlamı da verilmiştir. Bu şekillerde bir şahsa isim olabilmesi ise pek akla yatkın değildir. Eğer bu isim Paraklitos değil de yazım ve harf olarak çok benzer olan Periklitos olması halinde 'Övülmeye Layık', 'Çok Methedilen' anlamına gelir ki bu tam olarak Ahmed isminin manasıyla aynıdır. Ahmed malum olduğu üzere Hz. Muhammed(S.A.V)'in Kur'an'da İncil ile ilgili bir ayette geçen adıdır: "Meryem oğlu İsa da: 'Ey İsrailoğulları! ben size Allah'ın elçisiyim. benden önce gelen Tevrat'ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek Ahmed adında bir peygamberi müjdeleyici olarak (geldim).' demişti. Fakat onlara apaçık delillerle gelince 'Bu, apaçık bir büyüdür.' dediler." (Saff Suresi 6. Ayet 61/6)
'Muhammed' isminin Barnabas İncili'nde yer alması:
1-Barnabas İncili'nin italyanca'ya tercüme edildiği Grekçe ya da Latince metinde Paraklitos yerine Periklitos kelimesinin veya latincesinin yer aldığı varsayılabilir ki; tercüme edenlerin Periklitos kelimesinin anlamı ile Hz. Muhammed(S.A.V) arasında doğrudan bağ kurmaları bu şekilde düşünülebilir. Ahmed ve Muhammed aynı kökten türemiş isimlerdir. Ahmed, "Çok Övülen-Övülmeye Layık"... Muhammed isminin anlamı ise "Tekrar tekrar övülmüş" dür.
2-Barnabas'ta işaret ve tarif edilen Zat'ın Hz. Muhammed(S.A.V) olduğu eğer ismi ifade edilmeseydi de anlaşılacak açıklıktadır. Çünkü Hz. İsa'dan sonra tüm kabile ve milletlere çağrıda bulunan ve dini insanlığın önemli bir oranıyla temsil edilen Hz. Muhammed(S.A.V)'den başka bir Peygamber gelmemiştir. Dolayısıyla isimlendirme ve Gelecek Peygamber hakkında yapılan açıklamalar tam olarak örtüşmektedir.
3-Barnabas İncili'nin Aramice metni ortaya çıkar ise o metinde 'Ahmed' isminin yani 'Övülmeye Layık' manasına gelen aramice bir kelime görülmesi beklenir.
Semavi Kitaplarda Hz. Muhammed (S.A.V) ve Kur'ana işaret edilmesi iki şekilde beklenebilirdi:
1-Ya kendilerini ve inananlarını hedef alan sahte bir akım olarak kaçınılacak bir olayı bildirmek için uyarı içerikli olarak ya da...
2-Eski ve Yeni Ahid'in bağlılarına bu çok büyük olayı haber vermek ve hakikat olduğunu müjde etmek için.
Bu kitaplarda geleceğe ışık tutan tüm işaret ve ayetler, Yaratıcının geçmiş gelecek herşeyi bildiğini anlatan ve gösteren tüm ayetler bu beklentinin gerçekliğini ispatlar. Yani bu çok büyük olaya yalanlayıcı ya da doğrulayıcı olarak değinilmemesi mümkün değildir. Yukarıda verilen örnekler ve burada yer almayan benzer ayetleri Tevrat ve İncil'de kendilerinden sonra gelen ve tüm insanlığa hitap eden (Alemin Reisi'nin geleceği) ve evrensel olan hak bir dinin ortaya çıkacağına müjdelemeler yapıldığını göstermektedir.
Bu müjdeler şu açıdan da gelecekten haber vermektedir; daha önceleri aralarında İsa (A.S)'ın da bulunduğu tüm gelmiş geçmiş Peygamberler birer bölgeye veya kavme özel olarak gönderilmiş iken Son Peygamber olan Hz. Muhammed(S.A.V) ise tüm insanlığa "Alemlere Rahmet" olarak gönderilmiştir.(Enbiya /107)
Yeni ve Eski Ahid'den yukarıdaki örneklere eklemeler yapılabilir. Hüseyin-i Cisri Eski ve Yeni Ahitlerden Hz. Muhammed(S.A.V)'e 114 işaret bulup kitabında(Risale-i Hamidiye) yayınlamıştır. Barnabas İncili'nde çok güçlü şekilde vurgulanan "Son gelecek Allah'ın Elçisi'ne"(S.A.V) tarih boyunca pek çok tercüme ve değiştirmelere rağmen bugünkü Yeni(İncil) ve Eski Ahit(Tevrat)'lerde de işaretler bulunabilmesi dikkat çekicidir. Akla "Demek daha önce bu işaretler çok daha yoğun ve güçlüymüş" düşüncesi geliyor.
“Kendilerine kitap verdiğimiz ümmetlerin bilginleri o Peygamberi, kendi öz evlatlarını tanıdıkları gibi tanırlar. Ama kendilerine acımayıp kendi kendilerini en büyük hüsrana uğratanlardır ki iman etmezler.” (En’am /20)